Born a Champion

Gerçek bir hikâyenin içinde olan bir adam tarafından anlatıldığı Born a Champion filmde Mickey Kelley adında Jiu Jitsu sevdalısı bir adamın hikayesine tanıklık ediyoruz. 30’lu yaşlarında olan Mickey eskiden orduda görev yapmış ve hali hazırda bir Jiu-Jitsu eğitmeni olan bir adamdır. Arabistan’dan zengin bir iş adamının oğlu Jiu Jitsu öğrenmek istediğinde babası Amerika’dan Mickey’i çağırır ve oğluna eğitim vermesi için para teklif eder. Uçağa binen Mickey uçakta kendisi gibi Arabistan’a giden ve bir mankenlik işi yapan Layla ile tanışır. Çok geçmeden ikili iyi anlaşmaya başlar. Uçaktan indikten sonra ayrılırlar ve ikisi de kendi işlerini yapar. Bu sırada Layla’nın işvereni Layla’ya sorun çıkarmaya başlayınca Mickey onu kurtarır ve Amerika’ya geri gönderir. Aradan birkaç hafta geçer ve Mickey Amerika’ya geri döner ve Layla’yla evlenirler. Daha sonra Mickey’i çok seven bu iş adamı kendisini tekrar Arabistan’a bir dövüş için davet eder. Layla bunu hiç istemese de Mickey’i vazgeçiremez. Mickey gider ve ilk iki raundunu rahatlıkla kazanır. Sıra artık büyük Brezilya, Jiu Jitsu ustası Terry Pitt’e gelmiştir.

Mickey yer güreşinde dünyada eşi benzeri olmayan bir güce sahiptir ancak maç sırasında talihsiz bir yumruk yer. Ancak maçı kaybetmemesine rağmen yerdeyken tamamen yasak olan bir tekme yer. Rakibi diskalifiye olması gerekirken maçı kazanır. Mickey gözüne çok büyük bir darbe aldığı için doktoru tarafından tekrar dövüşemeyeceği tavsiyesini alır. Aradan çok uzun yıllar geçer, Mickey ve Layla’nın bir de çocuğu olur. Bu sırada Amerika’da dövüş bir spor olarak kabul edilmeye başlar ve Terry Pitt’in ismi bir dövüşle anılmaya başlar. Ancak henüz bir rakibi yoktur. Bir ajans yıllar öncesinden Mickey’in, Pitt’le dövüştüğü videoya denk gelir ve tekrar onu karşısına çıkarmak ister. Karısından son bir dövüş yapmak için izin isteyen Mickey, başta karısından izin alamasa da sonrasında onu ikna eder ve gözündeki probleme ile yaşlılığına rağmen bu dövüşü kazanmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır.